Sevgili Günlük;
3 Ekim 2020
Sabah. Narlıköy.
Sonbaharı düşünüyorum bazen. Bir kabulleniş olduğunu. Ve her şeye rağmen şükran. Narlar kızarırken deniz analarının kıyıya bırakışı kendini. Siyah üzüm asmaları, nar ağaçları ve sardunyalar arasından geçerken her şey bırakmış kendini. Çürümenin en güzel zamanı. “Tabiat, tabiattır” diyor üzümlere eğilen bir kadın sesi. “Annem beni bir güneşten doğurmuş olmalı” diyorum ona. Sonbahar gün batımlarından. Narlar kızarırken ve henüz açmamışken kendini.
Akşam. Ev.
Sol kulağım rüzgâr, saçlarım tuzla dolu. Ayaklarım çırpınış ve yüzüm güneşken var gücümle çıkıyorum denizden. Yol boyu nar ağaçları arasından koşarken beni yıka diyorum, nene. Beni yıka! Bana bırak diyor kendini. Saçlarını, göğsünü, tenini. Bana bırak. Bir o gördü göğsümde çatlayan narı. Bir o! Göğsümde sıkışan isteği. Kaç su döktüyse de çıkmadı lekesi göğsümden narın.
Eylem Ejder
Comments