top of page
  • Yazarın fotoğrafıŞarkılara Mektuplar

Kendime


Şefkatle bakıyorum önceki hallerime;

Umutları, suskunluğunda kaybolmuş,

Sabrının edilgenliğiyle pusulasız,

Mesafesiz adımlarla yol almaya çalışan,

Gencecik yüreğe.

Gülümseyerek okşuyorum çaylak başımı,

Kırılmamış, yorulmamış gibi bir taze hevesle,

Sımsıkı sarılıyorum.


Gözümün önünde eski hallerim, gülümseyerek bakıyorum kendime. Zaman nasıl da bir yanılsama, her dönemde gördüğüm kadın hem ben hem değil, her birinde kendimden bir parça, her birinde bana yabancı binbir parça. Bir kısmını yolda atmışım eteklerimden, bir kısmı düşmesin diye sıkı sıkı dikmişim sutaşlarıyla, bazılarının fırfırların arasından göz kırptığını fark etmeden yol almışım uzunca.


Farkında olmadan öğrendiğim davranış kalıplarım; susuşlarım, sabrın çaresizliğinde çare arayışlarım, 'hadi geride kaldı'larla büyüttüğümü sandığım umutlarım. Sonra mayamdaki neş'eye tutunuşlarım, yarenliklerle ferahlayışlarım, bir çift güzel bakışla, bir filizin yeşili ile yeniden doğuşlarım. Her birini selamlıyor, üzülüp kızmadan, kahrolmadan bakıyorum bugünden o günlere. O zamanlardaki genç kadının çaylak başını okşuyorum gülümseyişime saklanmış şefkatle. Her gün bir öncekine göre büyümek gibi, önceki hallerimize şefkatimiz de büyüyor sanki. Yaşamın içinde sevmeyi,sevilmeyi deneyimlerken, belki de en kıymetli armağanımız kendi kendimizi sarıp sarmalamayı öğrenmek oluyor.


Meltem Altınkaya

9.7.2021

138 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page