Uzunca bir zaman sonra ilk defa yine sahilde buluştuk, biraz yürüdük. Her zamanki gibi sessizdik. Ben deniz kıyısında bir çay bahçesinde oturdum. O istifini hiç bozmadı, durdu olduğu yerde. Nasıl olduğumu sordu; “Özlemişim seni, şakalarını. Gülümseyip içimi ısıtmanı, hiç beklenmedik bir anda bulutların arkasına geçip, serin nefesini üstüme bırakmanı,” diye yanıt verdim.
Dokundu bana, önce başımda gezindi. Ilık, ılık… Saçlarıma üfledi, belli belirsiz. Montumun üstünde gezindi biraz, içime sızdı sessizce. Etrafıma bakındım, bir gören olur mu diye. Herkes kendi buluşmasının heyecanına kapılmış, rahatladım. Gözlerimi kapadım, sıcağını kirpiklerimde gezdirmeni bekledim. Adını bilmediğim bir tango parçası eşliğinde dans etti ışığı su üstünde.
Ne sıcağına ne de serin soluğuna doydum bugün senin…
Alışmak öldürür ya aşkı. İşte bu yüzden, kısa kestik ilk görüşmeyi.
Hasret giderip, aşkımız tazeledik bugün. Güneş ve ben, alışmayı bir sonraki buluşmaya bıraktık.
Banu Aksoylu
Commentaires